Cuma, Ocak 28, 2011

HANIMLAR DiKKAT !! ERKEKLERİN KADINDAN NE KADAR KORKTUKLARININ BELGELERİ!!!

Hiç birisi uydurma değil, yazarları belli, yazıldıkları yer belli. Hanımlar, bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp. Aşağıdakileri dikkatlice okuyun, yaşantınıza yeni bir düzen  getirin, cehennemde yanmayın.

                                                             ****



Kadının yeri soğumadıkça erkek, kadının oturduğu yere oturmamalıdır.
Kadınlara Dini Bilgiler sayfa 24

Kocanın vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak temizlese yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz.
İbni Hacer El Heytemi 2/121 Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 239

Ey kadınlar! Eğer kocalarınızın size olan haklarını  bilseydiniz, ayaklarının tozunu yüzlerinizle silerdiniz.
Hafız Zehebi-Büyük Günahlar- Sayfa 187

Kadınların dinleri ve akılları eksiktir. Sahihi Buhari


Çok lanet ediyor ve kocalarınıza karşı nankörlük  ediyorsunuz. Aklı başında bir erkeğin aklını sizin kadar çelebilen aklı ve dini eksik başka bir varlık görmedim.
Müslim, İman, 34/132 İbn Mace, Fiten 19/4003

Kadınlar arasında iyi kadın, yüz tane karga arasında alaca bir karga gibidir. Sahihi Buhari


Ey kadınlar topluluğu! Sadaka veriniz ve çok istiğfar ediniz. Çünkü ben Cehennem halkının çoğunun sizler olduğunu gördüm.
(İstiğfar; insanın içine düştüğü bir hatanın pişmanlığıyla kıvranarak Cenâb-ı Hak'tan kusurlarının affedilmesini ve günahlarının bağışlanmasını  dilemesi demektir)


Müslim, İman, 34/132 İbn Mace, Fiten 19/4003


Bir kadın kocası kendisinden razı olduğu halde ölürse  Cennete girer.
Riyazus Salihin


Kadınların hayırlısı, erkeklerin yaramazlıkları na, kötü  huylarına sabredendir, bu sabır onların cennete girmesine sebeptir.
Kadınlara Dini Bilgiler sayfa:88


Namazı bozan şeyler kara köpek, eşek, domuz ve kadındır.
Sahihi Müslim, Salat 265; Tirmizi Salat 253/338 Ebu Davud, Salat, 110/720


Uğursuzluk üç şeyde vardır: Kadında, evde ve atta.
Ebu Davud, Tıb, 24/3922; Müslim, Selam, 34/115 Buhari, Nikah, 17/4805


Dövme yapan ve yaptırana, yüzdeki tüyleri aldıran ve estetik için dişlerini seyrelttiren kadınlara Allah lanet etsin.
Sahihi Buhari


Takma saç takan, taktıran, kaşları incelten, kaşlarını  incelttiren, dövme yapan ve dövme yaptıran lanetlenmiştir.
Ebu Davud, Tereccul, 5
Eğer bir kadın peruk takarsa, eğer kol ve yüzüne dövme ya da ben yaparsa, yüzünden ve kaşlarından cımbızla kıl aldırırsa,yüzüne güzellik vermek için şekil değiştirirse lanetlenmiştir.
İmam Şarani – Uhudul Kubra – Sayfa 313, 867, 889


Kadınları zarar vermeyecek miktarda aç, aşırı gitmeyecek kadar da kıyafetsiz bırakınız. Çünkü kadınlar iyice doyar, güzelce giyinirlerse onlar için dışarı çıkıp gezmekten daha sevimli bir şey yoktur. Fakat onlar biraz aç, biraz da çıplak kalırlarsa onlar için evde oturmaktan hayırlı bir şey yoktur.
İbnül Cevzi, Mevzuat, II/282-283; Suyuti, Leali, II/154 İbn Arrak, Tenzihü'ş-Şeria, II/212-213


Kadınlarınıza evlerinin kapısında oturmamaları için yeni elbise yaptırmayın, çünkü elbiseleri güzel ve yeni olursa kalplerine dışarı çıkmak arzusu gelir.
İmamı Gazali-Kimyayı Saadet sayfa:178 İbn Ebi Şeybe, Musannaf, IV/II, 420


Dışarı çıkması kesin gereken kadın ise kocasından izin aldıktan sonra dışarı çıkacak ve şu kurallara kesin uyacaktır:
1-Sıkı sıkıya örtünüp kötü giysilere bürüne,
2-Hiç çıkmamış gibi davrana,
3-Başını öne eğip kimsenin yüzüne bakmaya,
4-Kalabalığa karışmaya,
5-Erkeklerin bulunduğu yerlere yanaşmaya,
6-Herkesin dolaştığı sokaklardan uzak dura,
7-İşini bir an önce bitirip evine döne,
İmamı Gazali – İhyayı Ulumuddin – 2/290


KADININ EN MAKBULÜ KOYUN CİNSİDİR


1-Giyim kuşam hevesinden maymun.
2-Fakir düşmeye razı olmadığından köpek.
3-Kocasına ve diğer insanlara kibrinden yılan.
4-Gece gündüz koğuculuk ya ptığından akrep.
5-Evden eşya sattığından fare.
6-Erkeklere hile kurduğundan tilki.
7-Kocasına itaat ettiğinden dolayı koyundur. 
İmamı Gazali- İhyayı Ulumuddin


Sana kadınların aybaşı halini sorarlar. De ki: O bir ezadır. Aybaşı halinde kadınlardan uzak durun ve onlar temizleninceye kadar kendilerine yaklaşmayın.
Bakara Suresi-222


Kadınlara danışmayın, onlara muhalefet edin. Kadınlara muhalefet edin, zira kadınlara muhalefet berekettir.
Kadınlara Dini Bilgiler 44,45 Suyuti, Leali II, 147; İbn Arrak, Tenzihü'ş Şeria II, 210


Kim ki karısına itaat ederse Allah (cc) onu yüzüstü Cehenneme atar.
İbn Arrak II, 215


Başlarına bir kadını geçiren bir kavim asla işah olmaz.
İbni Hanbel Müsned 5/43,50; Tirmizi Fiten:75 Nesai Kudat:8; Buhari Fiten:18


Kadınlara yazıyı öğretmeyin. Dikişi ve Nur Suresini  öğretin.
İbnü'l Cevzi, Mevzuat II, 269
Kişi kadınını yatağa davet eder de kadın kaçarak eşi  sinirli bir şekilde gecelerse, melekler o kadına sabaha kadar lanet  eder.
Sahihi Buhari 9/36


Bir kadın kocasından boşanırsa o kadına cennet kokusu haram olunur.
Kadınlara Dini Bilgiler sayfa 61


Bir hadis de şöyle der: 'Camiye gelirken kokulanan kadın evine dönüpte cünüplükten ötürü boy abdesti alır gibi yıkanmadıkça, Allah katında onun namazı kabul olmaz.'
Avnül mabül 11/230


Nasıl? Cennet'i garantilediniz mi?-


Prof. Dr. Yener Temelli
IU Istanbul Tip Fakultesi
Ortopedi ve Travmatoloji ABD.
Öğretim Üyesi

Salı, Ocak 18, 2011

Adnan PELVANLAR




Emekli general, subay ve astsubaylarımıza,



Geçenlerde bir grup emekli astsubay özlük hakları ile ilgili isteklerini miting yaparak duyurdular.

Astsubaylarımız kendi maddi çıkarları için sokaklara döküldüler.



Emekli general ve subaylarımızdan bu konuda bir ses yok. Demek ki emekli maaşlarından memnunlar.



Zaten bakıyorum bilhassa üst rütbeli subaylar, generaller gayet rahat bir hayat sürüyorlar. Ortalıkta görünmemelerinin nedeni herhalde bu diyorum…



Ülkenin sorunları karşısında kasaba, kasaba gezen, TV’den TV’ye geçen kaç general ve subayımız var? Em. Tümgeneral Osman Özbek, Em. Albay Erdal Sarızeybek, Em. Tümgeneral Armağan Kuloğlu başka da aklıma gelen isim olmadı… Ayrıca Parti kurarak farklı bir mücadele yolu açan Em. Tümgeneral Osman Pamukoğlu. Sayıları 5 veya 6, bilemedim 7, hepsi bu kadar… Bir de internet üzerinden seslerini duyurmaya çalışan çok az sayıdaki emekli subaylarımız.



Tabii bu arada saçma sapan konuşan generaller hariç… Her şeyleri Fenerbahçe olanlar gibi…

1950’lerde emekli olana generallerin geçimlerini sürdürmek için kitap tercüme ettiklerini biliyoruz. Acaba 1960 darbesinde bu düşük maaşların etkisi var mıydı?



Konu para olunca sokaklara dökülen astsubay kardeşlerimizin; cezaevinde suçsuz yere yatan silah arkadaşlarının hakkını aramak akıllarına gelmez mi? Silivri’ye gidip duruşmalarda bulunup destek vermek akıllarına gelmez mi? Özlük haklarınız düzelirse sizler de ortadan kaybolacak mısınız?

Ey emekli general ve subaylarımız sizler neredesiniz? Yazlıklarınızda, çiftliklerinizde, sahil kenarındaki evlerinizde mi?

Türk Silahlı Kuvvetlerinin tesislerinden yararlanıyorsunuz… Orduevlerine girip çıkıp, kalıyorsunuz.

Demek ki keyifler yerinde.



Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı sürdürülen operasyonlara ne diyorsunuz? Bunlar sizi rahatsız etmiyor mu?

Emekli maaşlarınıza yeterli zam alamazsanız ne düşünürsünüz? Sokaklara dökülür müsünüz? Zammı aldıktan sonra tekrar evlerinize mi kapanırsınız?

Emekli general, subay ve astsubaylara sesleniyorum;

• Suçsuz yere cezaevinde yatan silah arkadaşlarınız için bir şeyler yapmak içinizden gelmez mi?

• Halkımızın, Ordumuza karşı olan güvenini sarstılar, kalkın insanlarla konuşun, kaybedilen güveni tekrar kazandırın…



• Toplantılar düzenleyin, insanların katılımı için çalışın… Mitingler yapın…



• Silivri’deki duruşmalara katılın, destek verin, moral verin…



• Tutuklu silah arkadaşlarınızın aileleri ile dayanışma içinde olduğunuzu tüm iletişim araçlarını kullanarak herkese gösterin…



• Hiçbir şey düşünemiyorsanız, yapamıyorsanız bari Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk adlı eserini okuyun… Belki yararı olur…







Not: Tüm emekli ordu mensuplarına iletilmesi rica olunur.







"BENİ İNKÂR EDECEKSİNİZ. HATTA BÜHTANLA YADEDECEKSİNİZ. HİNT'E, YEMEN'E VE MISIR'A GİDEN FİKİRLERİM, ORADA FİLİZLENEREK GELİP SİZİ BOĞACAKTIR." MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL.

Salı, Ocak 04, 2011

DURUM ÇOK CİDDİDİR. F.MORAY

DURUM ÇOK CİDDİDİR. F.MORAY

Sevgili dostlarım, rutin olarak seçimden evvel ve sonrasında ülkemizin içinde bulunduğu hazin tabloyu sizlerle paylaşmaktayım. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün Türkiye Cumhuriyetini kurup bizlere emanet ettiği partisine gönülden bağlı bir Türk vatandaşı olarak muhalefet liderlerine hassas konular ile önerilerimi içeren hususlarda yazılar gönderiyorum. Ancak bu güne kadar kaleme aldığım hiç bir yazım dikkate alınmamış , kısa cevap verme tenezzülünde dahi bulunulmamıştır.

Çiçeği burnunda CHP Genel Başkanı Sayın KILIÇDAROĞLU’ a şans tanımazsak haksızlık etmiş oluruz diye tekrar kaleme sarılıyorum. İnşallah ‘elim kırılsaydı da yazmasaydım’ demek durumunda kalmam..

                                                                     ***
Sevgili dostlarım, Vatan sever olduğuna yürekten inandığım Sayın Rıfat SERDAROĞLU’ un önümüzdeki yıl olacak seçimlerle ilgili kaleme aldığı “Bu Oyun Bozulur” başlıklı makalesini dikkatle okumanızı öneririm.

http://www.turkcelil.com/?p=1277

Muhalefettekiler bu kez de uyarıları kulak arkası yaparsa ülkemizin ne hale geleceğini düşünmek dahi istemiyorum.

Umarım artık SEÇSİS uygulamalarının Amerikan menşeli olduğunu bilmeyen yoktur..

Maniplenin Amerika’nın elinde olduğu bu sistemle , gönlünden geçirdiği partiye büyük imkanlar sunulur. İktidar olmak için çırpınan diğer partilere ise “sana sevdanın yolları bana hüsranlar” şarkısını söyletecek niteliktedir. Bu arada, tuzak kokan ve akıl tutulması yaşatacak sonuçların alınmasına imkan veren SEÇSİS uygulamasını biz hariç artık hiç bir ülkenin kullanmadığını da belirtmeliyim. Anılan konu hayati değerde olduğu nedeniyle zamanında sizlerle paylaştığım yazımı tekrar görüşlerinize sunma ihtiyacı hissettim.

“Muhalefet liderlerine son çağrı!...”.Tıklayınız

Hal böyle olunca Başbakan da doğal olarak seçim sandıkları açılmadan beş saat önce çıktığı televizyon ekranlarına malumun tekrarını ( seçimde alacağı oyu) ve bilahare de Okyanus ötesine teşekkürlerini açıklar değil mi efendim.

Önümüzdeki genel seçimlere tuzaklarla dolu bu sistemle girersek, Türkiye'de “ATATÜRK” ismini ağzına alanların kendilerini nerede bulacaklarını söylemeye dilim varmıyor inanınız.

Birazda Türkiye üzerinde son tahlilde oynanan oyunların sonuçlarını görmek istersiniz diye düşünüyorum..

06-07 Aralık 2010 tarihlerinde çeşitli televizyon kanallarında halka Wikileaks’ın ne anlama geldiği ve Mehmet HABERAL’ in kim olduğu sorulduğunda , verilen cevaplar insanı çileden çıkartacak , kanını donduracak niteliktedir. Bu kadar mı bilgisiz ve eğitimsiz bir toplum olduk bilemedim. Küresel devin alenen ve pervasızca yaptığı uygulamalar , Türk insanını dünyadan bihaber bırakırken , hedeflerine de ne kadar yaklaştığını göstermesi bakımından son derece dikkat çekicidir..

Uzun zamandır iktidarın kendi Emniyet ve Adalet örgütünü teşekkül ettirdiğine şahit oluyoruz. İnsan hakları beyannamesine , sosyal hukuk normlarına sığınan vatanseverler ise bir de bakıyorsunuz “ileri demokrasi” uygulamalarıyla(!) karşı karşıya kalmış.. Nasıl mı kalmış ? Ceza evine atılarak, kafası gözü patlatılmış olarak tabii ki... Hayati değerdeki kurum mensuplarının iktidarın işine geldiği durumlarda sessiz kaldığını , işine gelmediğinde ise halka (öğrencilerimize vb) reva gördüğü uygulamalarını her gün televizyon ekranlarından içimiz burkularak izler olduk.. Unutmayalım ki, faşist uygulamalara sessiz kalan ve vatanperver insanlar adına muhalefet görevine soyunanlar suskunluğunu bozmazsa bu gün yapılanları arar hale geleceğimizi üzülerek belirtmeliyim.

Değerli dostlarım sakın düşüncelerimi komplo teorisi gibi değerlendirmeyiniz. Zira rejimi değiştirmeye adeta yemin etmişlerin kuracakları Otokrat yönetimin ayak sesleri sağır sultanı dahi uyandıracak seviyededir.

Her zaman usanmadan tekrar ettiğim bir sözümü , bundan böyle dikkate alınır düşüncesiyle son kez sizlerle paylaşarak yazıma son veriyorum.



"İKTİDARI VE MUHALEFETİ KÜRESEL GÜÇLERCE TAYİN EDİLEN BİR ULUSUN TARİHTEN SİLİNMESİ MUKADDERATIDIR."



En derin sevgi ve saygılarımla..

Fevzi MORAY

Pazartesi, Ocak 03, 2011

ASKER (?) VE BİLİNMESİ GEREKENLER..F.MORAY

Değerli dostlar ve kahraman silah arkadaşlarım, acımasızca yıpratılmaya çalışılan kalemizi gözümüz gibi korumamız gerektiğini her fırsatta sizlerle paylaşmaktayım. Ancak Kutsal camiamızdan olmayan Adnan PELVANLAR’ a ait aşağıdaki yazıyı okuyunca çok etkilendiğimi ve içimin oldukça burkulduğunu itiraf etmeliyim. Sayın PELVANLAR’ in bizim adımıza dile getirdiklerini takdirle karşılamakla birlikte , hala olaylara sessizliğimizin (!) şaşkınlığını yaşıyorum.

Malumunuz olduğu üzere kanımızdan beslenen sapkınlarca ‘cazibeli coğrafyamız’ Emperyalistlere yangından mal kaçırılır gibi satılmaktadır.  Dünyada bizden başka bağımsız yaşayan ülke kalmadığını sakın aklımızdan çıkarmayalım. Kahraman Askerimiz sayesinde   Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün bizlere emanet ettiği  bu kutsal topraklarda 87 yıldır huzur ve güven içinde uyuyoruz.

Kan emiciler bunu fark etmiş olmalı ki, bitaraf (Atamıza bağlı) olan son kalemizi bertaraf ederek hedeflerine kısa zamanda ulaşmak istemektedirler. Ne zaman ki asker yasalarla tayin edilen asli görevlerini yerine getirecek girişimde bulunuyor , hemen Okyanus ötesinden günün acımasız  silahları ateşleniyor. ‘Seçimle gelen iktidarın yasal olmayan yollarla indirilmesi’ senaryosu ve Ergenekon muamması (!?) devreye sokuluyor.

Okyanus ötesi dedim de aklıma geldi. Bütün dostlarıma Sayın Mustafa BALBAY’ in ZULÜMHANE’ adlı kitabını okumasını öneririm..Özellikle 78 ve 79’cu sayfaları okuduğunuzda Edelman’ı daha yakından tanıma , sahte darbe notlarını kimlerin tezgahladığını ve WikiLeaks gerçeğini öğrenme  imkanı bulacaksınız.

Şimdide Yasalarımızın TSK’ ya verdiği görevlere bir göz atalım.. Anayasa’nın 117’nci maddesine dayanılarak TSK İç Hizmet Kanununun 35 maddesinde ve İç Hizmet yönetmeliğinin 85 maddelerinde askerin (Türk Milletinin) görevleri açıklıkla belirtilmiştir. ( yazının sonundadır)

Fakat içim yanarcasına  belirtmeliyim ki, göz bebeğimiz olan Yüce Silahlı Kuvvetlerimiz, tarihin hiç bir döneminde Akbabalarca bu kadar baskı altına alınmamıştır. Ayrıca  kutsal ocağa uzun yıllar hizmet etmiş bizlerden , hiç utanmadan içine düştüğümüz  ‘kahredici ortama’ sessiz kalmamız istenmektedir. Acımasızlar, biz emeklilerin etkinliğinin yalnız kalem kullanmakla sınırlı olduğunun bilincindedirler. Bir de buna satılmış medyanın baskıları eklenince sınırlı mücadelemizde çoğalmakta ve dolayısıyla etkin olmakta zorlanıyoruz.

Ülkenin korunmasında ve kollanmasında birinci dereceden sorumluluğu olanlar da, susmaya devam ederse eğer, arkamızda ülkemizi savunacak güç bulmanın imkanı olmayacaktır.

Yine yazılarımda Asker olarak Beklemenin (!) ve Bilinçli sessizliğin(!) günümüz savaşının ilk ve en önemli kuralı olduğunu sıkça dile getirdiğimi bilirsiniz.. Ancak ‘insaf be kardeşim’ dedirtecek şekilde askerin üzerine gidilmesi , sabır taşını bile çatlatacak seviyeye gelip dayanmıştır.

Geceleri Türklüğünü unutan vatansızların, Türk Silahlı Kuvvetlerini sindirmek ve etkisiz hale getirmek istemeleri , Türk Milletini yüreğinden hançerlemektedir. Ayrıca biliyorsunuz gizli güçlerden nemalı ayarlı basın mensupları , meydanı boş bularak zehir saçan kalemleriyle Türk askerine yükleniyor da yükleniyor. Ülkenin korunup kollanmasında önemli görevleri olan askerimizin gurur ve onurunun bu derece ayaklar altına alınışı kabul edilebilir mi sorarım sizlere?..

Dokunaklı gelişmeler karşısında Kutsal ocağa özveriyle hizmet vermiş bizlerin , sessizliğinin altında yatan nedenleri bilmesi en tabii hakkı değil midir? Gerçekleri bildiğimizde biraz olsun yüreğimize su serpileceği göz ardı edilmemelidir..

Ha.. Bu arada bizlere düşen görevleri de tekrar dikkate almak zamanıdır...

Ülkenin hazin durumu karşısında önemli olan; TESUD’ a ADD’ ye ve benzeri sivil toplum kuruluşlarına üye olan biz askerlerin aşağıda dile getirilenlere şu ana kadar ne yaptığıdır(!).

Yine önemli olan; ruhumuzu karartan , ülkenin ışığını söndürmeyi, rejimini değiştirmeyi hedefleyen düşmanların (!) yaptıkları karşısında Türk Milleti olarak şu anda ne yapmakta olduğumuzdur(!)..




Keşke her zaman olduğu gibi aşağıdaki yazıyı da elimin tersiyle itebilecek gerekçelerim olsaydı. Ama gerçeklere ne kadar sırtımızı dönebiliriz ki? Yurdunu ve insanını seven bir Türk vatandaşı olarak uzun zamandır TSK' in suskunluğunun arkasında kabul edilebilir bir neden vardır diye umutla beklemekteyim.

Umutlarımızı umutsuzluğa dönüştürmek , bizleri çökkünlüğe sürüklemek kimsenin hakkı olmamalıdır.

Değerli silah arkadaşlarım, ölene kadar değişmeyecek ilkelerimizi ne çabuk unutur olduk...Benim hala içimde sönmeyen ilkelerimden ilki, askerin siyaset yapmaması ve fakat olayları çok yakından takip etmesidir. Burada bir sorun yoktur.

Ülke çıkarı söz konusu olduğunda güven sorunu yaşayan siyasilerin (!?)ruhunu okumanın, niyet ve maksatlarını bilmenin ve ona göre tavır koymanın ‘Siyaset yapmak’ olmadığını, bilakis asli görevin ifası olduğunu savunurum ben. Burada da sorun yok gibi görülüyor.

Ama bu vatan hepimizindir.

Bunun bilincinde olan TSK’ in Vatan savunması söz konusu olunca yerinde ve zamanında gerekli müdahaleleri yapacağına , ümidi tükenmiş , kanı çekilmiş Türk insanını ayağa kaldıracak taze kanı zamanında vereceğine inanırım ben. Yalnız burada zamanlama konusunda çekincelerim vardır benim.(!)

Ümitsiz olmamamız gerektiğini , içinde bulunduğumuz çıkmazdan bizleri kurtaracak Türk Silahlı Kuvvetlerinden , milleti şahlandıracak kararların iyi bir zamanlamayla alınacağına adım gibi inanıyorum..

Bunun darbeyle, müdahaleyle uzaktan yakından alakası olamaz..

Söz konusu olan vatanı dış ve iç düşmanlardan korumak ise gerisi teferruattır. Unutmayalım ki; kutsal ocağın yıkılması , büyük zorluklarla kurulan , uğrunda sayısız şehitler verilen Türkiye cumhuriyetinin tarihten silinmesi anlamına gelecektir.



Sonuca gel derseniz , Ülkemizin En Güvenilen Ve En Etkin Kalesi , Kahraman Türk Ordusudur. Ve bu kaleyi hiç kimse yok etmeye muktedir olamayacaktır (Nokta..) 03 Ocak 2011 İZMİR
Saygılarımla.
Fevzi MORAY
                                                                            *****

Sayın PELVANLAR’ in Özgeçmişi : Deneyimli bir siyasetçidir.Uzun süre MHP'de fiilen siyaset yapmıştır., Osman PAMUKOĞLU Paşa'nın kurduğu Hak ve Eşitlik Partisinin kuruluş aşamalarında büyük hizmetleri bulunmuştur. Dürüst , doğrucu bir karaktere sahip olduğu Türk kamu oyunca dile getirilmektedir.



NOT:

İç hizmet kanunu 35 Madde: ’Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır.’

İç hizmet yönetmeliği 85’inci madde : ’Vazifesi, Türk yurdu ve Cumhuriyetini içe ve dışa karşı lüzumunda silahla korumak olan, Silahlı Kuvvetlerde her asker kendine düşeni öğrenmeğe ve öğrendiğini öğretmeğe ve icabında son kuvvetini sarf ederek yapmaya mecburdur.’





Adnan PELVANLAR

Emekli general, subay ve astsubaylarımıza,

Geçenlerde bir grup emekli astsubay özlük hakları ile ilgili isteklerini miting yaparak duyurdular.



Astsubaylarımız kendi maddi çıkarları için sokaklara döküldüler.



Emekli general ve subaylarımızdan bu konuda bir ses yok. Demek ki emekli maaşlarından memnunlar.



Zaten bakıyorum bilhassa üst rütbeli subaylar, generaller gayet rahat bir hayat sürüyorlar. Ortalıkta görünmemelerinin nedeni herhalde bu diyorum…



Ülkenin sorunları karşısında kasaba, kasaba gezen, TV’den TV’ye geçen kaç general ve subayımız var? Em. Tümgeneral Osman Özbek, Em. Albay Erdal Sarızeybek, Em. Tümgeneral Armağan Kuloğlu başka da aklıma gelen isim olmadı… Ayrıca Parti kurarak farklı bir mücadele yolu açan Em. Tümgeneral Osman Pamukoğlu. Sayıları 5 veya 6, bilemedim 7, hepsi bu kadar… Bir de internet üzerinden seslerini duyurmaya çalışan çok az sayıdaki emekli subaylarımız.



Tabii bu arada saçma sapan konuşan generaller hariç… Her şeyleri Fenerbahçe olanlar gibi…



1950’lerde emekli olana generallerin geçimlerini sürdürmek için kitap tercüme ettiklerini biliyoruz. Acaba 1960 darbesinde bu düşük maaşların etkisi var mıydı?



Konu para olunca sokaklara dökülen astsubay kardeşlerimizin; cezaevinde suçsuz yere yatan silah arkadaşlarının hakkını aramak akıllarına gelmez mi? Silivri’ye gidip duruşmalarda bulunup destek vermek akıllarına gelmez mi? Özlük haklarınız düzelirse sizler de ortadan kaybolacak mısınız?



Ey emekli general ve subaylarımız sizler neredesiniz? Yazlıklarınızda, çiftliklerinizde, sahil kenarındaki evlerinizde mi?



Türk Silahlı Kuvvetlerinin tesislerinden yararlanıyorsunuz… Orduevlerine girip çıkıp, kalıyorsunuz…



Demek ki keyifler yerinde…



Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı sürdürülen operasyonlara ne diyorsunuz? Bunlar sizi rahatsız etmiyor mu?



Emekli maaşlarınıza yeterli zam alamazsanız ne düşünürsünüz? Sokaklara dökülür müsünüz? Zammı aldıktan sonra tekrar evlerinize mi kapanırsınız?



Emekli general, subay ve astsubaylara sesleniyorum;

• Suçsuz yere cezaevinde yatan silah arkadaşlarınız için bir şeyler yapmak içinizden gelmez mi?

• Halkımızın, Ordumuza karşı olan güvenini sarstılar, kalkın insanlarla konuşun, kaybedilen güveni tekrar kazandırın…

• Toplantılar düzenleyin, insanların katılımı için çalışın… Mitingler yapın…

• Silivri’deki duruşmalara katılın, destek verin, moral verin…

• Tutuklu silah arkadaşlarınızın aileleri ile dayanışma içinde olduğunuzu tüm iletişim araçlarını kullanarak herkese gösterin…

• Hiçbir şey düşünemiyorsanız, yapamıyorsanız bari Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk adlı eserini okuyun… Belki yararı olur…



Not: Tüm emekli ordu mensuplarına iletilmesi rica olunur.



"BENİ İNKÂR EDECEKSİNİZ. HATTA BÜHTANLA YADEDECEKSİNİZ. HİNT'E, YEMEN'E VE MISIR'A GİDEN FİKİRLERİM, ORADA FİLİZLENEREK GELİP SİZİ BOĞACAKTIR." MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL.







________________________________________