Cumartesi, Ocak 02, 2010

YENİ YILDAN UMUTLUYUM DOSTLARIM. Fevzi MORAY

Sevgili dostlarım ve kahraman silah arkadaşlarım, bu yıl da geçen yıllarda olduğu gibi sıkıntıların ve acıların yüreklere kazındığı bir yıl oldu.

Terör ve terörizm kendini hissettirdi.. İnsanlıktan nasibini almamış vicdansız mahluklar suçsuz ve günahsız insanları acımasızca katlediyor... Demokrasinin güvencesi olan Adalet , ağır yara aldı ve kan kaybediyor.. Elini kolunu sallayarak dışarıda gezmesi gereken masum insanların içeri atıldığı , içerde olması gereken canilerin ise dışarıda fink attığı bir yıl oldu, bu yıl...
Kısacası bizleri yönettiğini sananlar kanunları, çıkarları doğrultusunda uygulayarak sosyal hukuk sistemini adeta çiğnediler..

Emniyet örgütümüz tarihinde görülmedik kadar iktidar yanlısı olarak teşkil ediliyor.Bu arada hepimizin gözünün önünde, medar-ı iftiharımız olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz “DÜŞMAN” ilan edilerek akıl alamaz uygulamalara maruz bırakılıyor. Vatanını ve Türk askerini gönülden destekleyen emniyet örgütü elemanları bir bir ayıklandı.. İktidarın emrinde olan Polisin ,100000 olan mevcudu yandaş alımlarla, 200000’e çıkarılıyor..
Şimdi de ağır silahlarla donatılarak güya hududun korunmasını üsleneceği gündeme taşınıyor.. Kimin İçin Ve Ne Maksatla?!.

Personel, silah ve teçhizat noksanlığı olduğu için mi bütün bu senaryolar hazırlanıyor?..
Bir ülkenin Emniyeti, Adaleti, Eğitim Ordusu iktidarın esiri edilmişse bu ülkelerin demokratik, Laik ve sosyal hukuk devleti olması mümkün müdür?

Her geçen gün Demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyetinin yok edilmeye çalışıldığı ve Teokratik rejimin ayak sesleri hissedilmiyor mu??..Bu güne kadar içte çıkarılan isyanları bastırması gereken ve İç İşleri Bakanlığına bağlı olarak çalışan Emniyet ve Jandarma teşkilatı gerçek anlamda vatan ve milletin çıkarına neden görevini yapamıyor biliyor musunuz? Dış Güçlerin ve Siyasi iktidarın esiri durumuna sokulduğu için sevgili dostlar…

Çünkü Küresel Jandarma, Demokratik havayı teneffüs eden ülkelerin huzurlu ve netice de başarılı olacağını da çok iyi biliyor....

Peki başarılı olmasını İster mi? Asla!...
Çünkü tek kutuplu dünyaya hakim olmanın şartı, diktatörlerle yönetilen ülkeler oluşturmaktır..Örnek mi isteniyor? O kadar çok ki, İtalya’da Mussolini, İspanya’da Franko, SSCB. ‘de Stalin, Yugoslavya’da Tito, İran’da Humeyni, Irak’ta Saddam Hüseyin , Türkiye’yi söylemeye gerek var mı?....

Dünyanın neresinde , ülkeyi dıştan gelen tehlikelere karşı korumak maksadıyla polisin ağır silahlarla donatıldığı görülmüştür?..

Gizli gizli çalışanlar, ses getiren en güçlü ordular sıralamasında en başlarda yerini alan Silahlı Kuvvetlerimizin karşısına , kirli entrikalarla Polis teşkilatının alternatif güç olarak çıkarıldığını görmediğimizi mi sanıyorlar?..

Yaptığı yayınlar ve kaleme aldığı yazılarla şimdiye kadar 40 defa içeriye alınması gereken Sayın Emin Çölaşan için de bir şeyler söylenmesi gerekiyor. Yazılarını okumaktan zevk aldığım ve ülkesini sevdiğine inandığım Çölaşan’a bu iktidarın neden bir şey yapmadığını hep düşünür dururum..Şimdi de yeni ve fakat tehlikeli bir görev üslendiği görülüyor..

Sessiz kaldığı nedeniyle Türk askerini ağır şekilde eleştirmekten geri kalmıyor.. Böylesine güçlü Türk askerinin görevlerini hatırlatmak sivillerin haddine düşmez.. Hele hele, bütün kamu oyunun ilgisini çeken biri olarak mektupla uyarıda bulunması ve kalem kullandığı sözcü gazetesinde dile getirmesi bana göre son derece sakıncalı olmuştur....

Sayın Çölaşan ağır dille tenkit ettiği Türk Askerini Patagonya ordusu mu zannediyor? Kaldı ki o ordu, neyi , nerede ve ne zaman yapacağını çok iyi bilir..
Tenkit edenler , görevlerini hatırlatmaya çalışanlar önce , ayakta kalmayı başarmış tek kalemiz olan Silahlı Kuvvetlerimizin dünya ile savaş verdiğini akıllarından çıkarmasınlar.."Kodum mu oturturum” devri çok eskilerde kalmıştır..

Malumunuz , dıştan planlı ve içten takviyeli unsurlarla! medar-ı iftiharımız TSK, uzun bir süredir, yıpratılmakta ve yıpratılmaya amansızca devam edilmektedir..Varlığımızı ve bağımsızlığımızı borçlu olduğumuz askerimize kimlerin köstek olduğu da çok iyi biliniyor.Çünkü o muhteşem Ordu , akılcı uygulamalarla , yapılanların üstesinden gelebilecek kadar da güçlüdür..

Bir taraftan Küresel Güçlerin , bir taraftan zekasını kötü yönde kullanan içimizdekilerin! ve son olarak da satın alınmış bir bölüm medya kurumunun yoğun baskılarına rağmen Türk Silahlı Kuvvetlerimiz bu savaştan (Psikolojik/ Asimetrik) başarıyla çıkacaktır..

Askerimizi yıpratamayacağını anlayanlar (!?) ise böyle giderse kendi iplerini kendileri çekecektir.. Ve yakındır dostlar yakın..

Ben, 2010 ve sonraki yılların Türkiye’nin ve onun bağrından çıkan Türk askerinin lehine sonuçlanacağı yıllar olacağına , ülkemize , huzur ve barışı getireceğine adım gibi inanıyorum..

Türkiye'mizi karanlığa sürükleyenlere acıyor ve Allah akıl fikir versin diyorum..

Kusura bakmayınız dostlarım, önce karanlık bir tablo çizdim.. Ama inanıyorum ki önümüzdeki yıl daha aydınlık olacaktır..Zira kolay değildir 86 yıldır ayakta kalan Türkiye Cumhuriyetini bir çırpıda yok etmek..
Türkiye Cumhuriyeti ne İran’dır, ne Afganistan ve ne de başka bir ülke..

Karşılarında dünyayı dize getirmiş kahraman Türk ulusu ( hepsi askerdir)vardır..

Son olarak bir hususu belirtmek istiyorum..

Dünyanın en tehlikeli ve korkulan gücü, ÖLÜMÜ GÖZE ALAN İNSANDIR.. O da bizde çok vardır…

Bu duygularla hepinizin yeni yılını tekrar kutluyorum..Yeni yılınızın ruhunuzu ışıklandırması ve ümitlerinizi yeşertmesi dileğiyle esen ve sevgiyle kalınız.

Sizleri seven kardeşleriniz Nermin ve Fevzi MORAY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder