Perşembe, Aralık 08, 2011

(….) YENİ YIL YAKLAŞIRKEN TÜRKİYE. F.MORAY

(….) YENİ YIL YAKLAŞIRKEN  TÜRKİYE. F.MORAY                
Sevgili dostlarım ve kahraman silah arkadaşlarım, maalesef  bu yılda   sıkıntıların  ve acıların yüreklere kazındığı , ümitlerin  kırıldığı   bir yıl oldu.  Gücümüzü hiç kimsenin  kıramayacağı, mücadelemize kimsenin  engel  olamayacağı  günleri arar hale geldik. 
Terör  gündemden hiç  düşmedi  ve  artarak devam ediyor.  Eli kanlı vatansız  caniler,   pervasızca  eylemlerini artırdılar. Kuzu postuna bürünmüş  içimizdeki   kurtlar(!) emperyalistlerden  aldıkları güvenceyle masum insanımızın  canını   acımasızca  alıyorlar.  Terörizmin  kanlı sayfalarına bir yenisini  vahşice kazımaya da korkusuzca devam ediyorlar.   
Demokrasinin  güvencesi olan  Adalet , bu yılda çok ağır yara aldı ve  kan kaybediyor. Örnek  olarak,  aşağıdaki  değerlerin (kahramanlar, vatanseverlerÜlkesine ve Türk insanına gönül verenler)   hapiste  iken kaleme aldıkları içimizi acıtan  kitapları verilebilir.
Mustafa Balbay :  ( Zulümdar,  Zulümname, Zulümhane )  
Tuncay Özkan :  ( Zorbalığın Pençesinde, Hapishanede yatacaklara öğütler)
Kahraman Emekli Gazi Üsteğmen ,  aynı zamanda Avukat olan  Serdar Öztürk :  ( AKP ve Gülen’i Kurtarma Planı) 
 E. Albay H.Atilla Uğur :   ( Abdullah Öcalan’ı nasıl sorguladım.)
                                                      ****
Gazi Üsteğmen Serdar Öztürkün  , Mustafa Balbay’ın  ve Tuncay Özkan’ın “adaletin bu mu ey Türk yargısı  ?” dedirtecek  örneklerle dolu olan  kitaplarını öncelikle okumanızı öneririm.
Hele  suçunu bilmeden dört yıldır  tutuklu olan Tuncay Özkan’ın  “Hapishanede yatacaklara öğütler” adlı kitabı ,  suçu sabit olup ömür boyu hapse mahkum  edilen   Robert  Stroud’ın (Alkatraz Kuşçusu)  çektiklerine  ve  hapishane icraatlarına  taş çıkartacak niteliktedir.  Öncelikle  okunmalıdır derim.  Zira   bu kitap ,  suçlu, suçsuz hapsedilecekler  için   mükemmel  öğütlerle doludur.
Yine   içimizi karartan ,  ümidimizi  kıran hazin gerçeklere  dönecek olursak , bu  yıl;  elini kolunu sallayarak  başları dik,  mağrur şekilde dışarıda gezmesi  gereken  masum insanların içeriye atılmaya devam edildiği   bir yıl oldu.  Hapsolması  gereken  caniler ise  birilerinin (!)  desteğiyle dışarıda fink atmaya  devam ettiler!.
Kısacası ,  yasalar adalet  kurumu  ve  insani duygular  hiçe sayılarak  uygulandı..
                                                                          ***
 Emniyet örgütümüz; tarihinde görülmedik  kadar iktidar tarafından zapt-u rapta alındı. Vatanını   seven ve Türk askerini  gönülden destekleyen  Emniyet  Örgütü  Mensupları  ise, mesleklerinden uzaklaştırıldı. , Direnenler ve gerçekleri kaleme alanlar ise hapse atıldı.  Bu aralar   İktidarın  emrinde  ve    Okyanus ötesinin yakın markajında olan  Polisin ,   her geçen  gün artırılan  mevcudunu (!)   önemle ve kuşkuyla dikkatinize sunmak isterim.
                                                                           ***
Yine hepimizin gözünün  önünde,  medar-ı iftiharımız olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz  “Düşman”  ilan edilerek ,  içler acıtan ,  alışık olmadık   uygulamalara  maruz  bırakıldı.
Asli görevleri  göz ardı edilen ve  ağır silahlarla donatılan  emniyet örgütümüz , kahraman askerimizin  asli görevlerine soyunduruldu.  Hayret ve esef vericidir
Polis  Örgütünün ,  acemisi olduğu   muharebe görevlerine  yönlendirilmesinin  son derece manidar ve  bir o kadar da tehlikelerle dolu olduğunu  Türk Milletinin  engin görüşlerine sunarım.. 
Acaba! Kahraman  Türk askerinin ,  kendisine verilecek görevleri yapamayacağı düşünülerek mi Türk polisi  güçlü ,  nüfuslu  ve  ehliyetli (!) kılınıyor? İnsan bu işin altında başka hesaplar olmasın diye düşünmeden edemiyor!
Bir ülkenin Emniyeti, Adaleti, Eğitim Ordusu iktidarın esiri edilmişse  o  ülkelerin demokratik, Laik ve sosyal hukuk devleti olması  ve KALKINMASI mümkün müdür?

 Dostlar maalesef  her geçen gün  Demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyetinin  yok edilmeye çalışıldığı  talihsiz bir dönemden geçiyoruz.  Malumunuz ,  yurt içinde asli görevleri ; halkın huzur ve güvenliğini  sağlamak olan   Emniyet  ve Jandarma teşkilatımız   İçişleri Bakanlığına bağlıdır.  Kendimize sormamız gereken soru şudur? 
Polis örgütümüz,  görevi yapamaz seviyede olduğu için mi   sürekli takviye ediliyor?..
Uzun yıllar sıkıyönetim dönemlerinde Polislerle çalışan bir asker olarak  Donanımlı , Eğitim seviyesi mükemmel ( 200000 mevcutlu tüm personel yüksek eğitim , öğretim düzeyinde) Emniyet örgütümüzün   başarısızlığının tek sebebi nedir dersiniz.
Bana göre  asli görevlerini yapamaz hale gelişinin tek nedeni  , Siyasi İktidarın esiri durumuna sokulmasıdır.
Üzerine basa basa belirttiğim  bu tespitimin altında  tecrübenin yattığını  lütfen biliniz sevgili dostlarım. 
 Son genelkurmay açıklamasına göre bu gün TSK ‘da bulunan personel mevcudu  720000’dir.  Bunun %20’si komuta kademesidir, kalan %80’i ise Mehmetçiktir. Bu %80’in okuma ve kültür seviyesindeki çarpıklık  irdelendiğinde    inanınız akıl tutulması yaşarsınız. Askere alınanların  okuma düzeyi (!) , esrarkeş, hırsız, vasıfsız, katil, ırz düşmanı vb. nitelikte oluşu askere alınmasında engel teşkil etmez.
Hazin tabloyu  bilmem anlatabildim mi?....
Bu haliyle bile dünyanın en etkin silahlı gücü olduğuna göre bu başarısının altında Komuta Kademesinin;  İKTİDARLARIN ESİRİ  olmaması  ve   akılcı, bilinçli ve  özveriyle çalışması yatar…
Başka mukayeseye gerek var mıdır?...
Hal böyleyken eğitim düzeyi  son derece  yüksek  olan  Polis Teşkilatının güçlü kılınmasının altında ,  Türk askeri ile polis teşkilatının    karşı karşıya getirilmesi hedeflenmesin sakın!...
Askerimizi tenkit eden ve   görevlerini hatırlatmaya çalışanlar , önce , ayakta kalmayı başarmış tek kalemiz olan Silahlı Kuvvetlerimizin dünya ile savaş verdiğini akıllarından çıkarmasınlar.
Ben, 2012  ve sonrasının  Türkiye’nin ve onun bağrından çıkan Türk askerinin lehine sonuçlanacağına inanıyorum. Allah’ın  ben ve benim gibi düşünenleri mahcup etmeyeceğine yürekten inanıyorum..
Son olarak bir hususu belirtmek istiyorum..  
Sözün bittiği yerdeyiz dostlarım.  Artık az yazıp çok mücadele verme zamanıdır…
Önümüzdeki yıllar umutlarımızın, hayallerimizin  gerçekleşeceği yıllar olsun.
Sevgiyle ve esen kalınız..02 Aralık 2011 İZMİR….
 Fevzi MORAY
 E.P.KD.ALBAY



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder