Salı, Aralık 15, 2009

24 NİSAN 1915 SOYKIRIMI VAR MIDIR?

Dikkat edilirse yurt dışında sürekli olarak Türk’ler tarafından katledilen Ermeni hikayeleri dile getiriliyor. Atatürk bile zamanında , Balkan ve İstiklal savaşından başarı ile çıkılmasına rağmen “çatışmalarla yola devam edilemeyeceğini , nefret ve kötü anılarla bir yere varılamayacağını” söyleyerek, ülkeleri barışa hizmet etmeleri adına çaba göstermeye çağırıyordu...

Ancak Emperyalist güçlerin Eğitimi çökermek adına uyguladıkları baskılar nedeniyle, cahilleştirildik ve çok çabuk unutan bir millet olduk. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün gönlünden geçen ve gerçekleştirmek adına büyük mücadeleler verdiği “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesi , 1950-60-70li yıllarda söylemde bırakıldı.. İlke doğrultusunda yeterli eylem planı yapılmadığı nedenle de Dünya’da kapısı sürekli çalınan , üzerinde her türlü oyunların oynandığı bir Türkiye yaratılmıştır..


İnsanlığın teşekkülünden bu yana zamanın % 90 ı savaşlarla geçtiği , tarihi bir saptamadır..Ben Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesinden; ‘barış ortamı yaratabilmek istiyorsak , hazar zamanında topyekun savaş hazırlığı yapmalıyız’ demek istediğini anlıyorum..

Bu düşüncenin dışında olan ülkelerin rüya aleminde olduklarını ve kapılarının ilk fırsatta zorlanacağını ve daha da ileri gidilerek tarihten silinme ile karşı karşıya kalınacağını değerlendiriyorum..

Ermenistan zayıf ve tarihi başarısızlıklarla dolu olan bir ülkedir..Ancak ABD. ve Avrupa ülkelerinde yerleşmiş yetkin ve sözü geçen Ermeni lobisinin güçlü girişimleri sayesinde , ileri tarihlerde verecekleri mücadeleleri maalesef masa başında kazanacağının endişesini taşımaktayım.


Bütün gerçek beyanatlardan da anlaşıldığı gibi, artık yaşanmış tarihi bilmekle kalmayıp, Dünya’da (İngiliz, Rus,Alman Fransa vb.) yaşamakta ve ebediyete intikal etmiş değerli tarihçi, Devlet ve bilim adamlarının kaleme aldığı kitap ve dokümanlardan istifade etmeliyiz.. Ve bu doğrultuda Dünya insanını , bir çatı altında toplayıp ,gerçek taşların eteklerden dökülmesinin amansız takipçisi olmalıyız, diye değerlendirmekteyim.

Her zaman şahit olunduğu gibi araştırma yapmaktan imtina ederek yalnızca “meseleyi tarihçilere bırakalım” zihniyetiyle hareket edildiğinde kapımızın her zaman bizi sıkıntıya sokacak şekilde çalınacağını unutmamalıyız.

Fevzi MORAY
E.P.KD.ALB.
11Ekim 2007 İzmir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder