Pazartesi, Aralık 27, 2010

YENİ YILINIZI KUTLARKEN (!?)

Yeni yılınızı kutlarken (!?) hüzünlüyüm ama ümitsiz değilim.


Sevgili dostlarım ve kahraman silah arkadaşlarım, bu yıl da geçen yıllarda olduğu gibi sıkıntıların ve acıların yüreklere kazındığı bir yıl oldu.

Teokratik baskıların arttığı , ekranlardan gözümüzün içine bakılarak yapılan şantajların , tehditlerin havalarda uçuştuğu bir yıl oldu. Özellikle göz bebeğimiz gençlerin gösterdiği direnç karşısında doğal olarak Terör ve terörizm kendini yoğun şekilde hissettirdi bu yıl..
Türkiye Cumhuriyetinden maaş alıp Türk olmaktan utanç duyan millet vekillerinin itirafları içimizi acıttı , sırtımızdan hançerledi bu yıl bizleri..

Neler mi söylediler?

Milli duygularımızı kamçılayan “Ne mutlu Türk’üm diyene ve varlığım Türk varlığına armağan olsun” gibi anlamlı Türklük kavramlarını  ‘Ben Türk değilim ki neden varlığım Türk varlığına armağan olsun’ diyerek çiğneyip geçtiler. Barındıkları bu kutsal topraklara ihanet ettiler..

Yine bu yıl ve bu ülkede suçu kanıtlanmamış insanlar acımasızca zulümhanelerde tutulmaya devam ediliyor. Demokrasinin güvencesi olan Adalet kurumu , adaletsizliklerin hüküm sürdüğü yere dönüştü.

Emniyet örgütümüz , dünyanın en güçlü askerinin görevlerini yapmak üzere tarihinde görülmedik kadar güçlendiriliyor. Bu güne kadar içte çıkarılan isyanları bastırması gereken ve İç İşleri Bakanlığına bağlı olarak çalışan Emniyet ve Jandarma teşkilatının neden görevini yapamadığını artık hepimiz biliyoruz.

Çünkü Küresel Jandarma, demokratik ortamı yaratan ülkelerin huzurlu ve başarılı olacağını çok iyi biliyor. Her geçen gün Demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyetinin yok edilmeye çalışıldığını artık görmeli ve Teokratik rejimin ayak sesleri duymalıyız.

Çizdiğim karanlık tablonun 2011 yılında aydınlığa dönüşeceğine yürekten inanıyorum. Zira bu ülke Türkiye Cumhuriyetidir. Bizler sağ oldukça da kimse bu yüce Türk Devletini ortadan kaldırmaya muktedir olamayacaktır.Bu duygularla hepinizin yeni yılını tekrar kutluyorum.
Sevgiyle, Sağlıkla ve Umutla kalınız.
 Fevzi MORAY

Salı, Aralık 14, 2010

Türk Askerini Tanıtmaktır gayemiz. F.MORAY

(........) TÜRK ASKERİNİ TANITMAKTIR GAYEMİZ. F.MORAY


Değerli dost ve kahraman silah arkadaşlarım, kısa süre önce aile efradımı ilgilendiren hususları sizinle paylaşırken tek çekincem yanlış anlaşılırım düşüncesiydi. Paylaştıklarımın bir kısım insanlarca “reklam yapıyorlar” şeklinde algılanacağıydı. Kesinlikle bu düşüncede olmadığımı bilmenizi isterim. Paylaşmak istediklerim yazımın ‘ana başlığında’ gizlidir. Şimdi yaptığım ise gizlenmiş gerçekleri sizlerle paylaşmaktır. Bu nedenledir ki benim davam daha geniş ve şümullüdür.

Savaşta ölmeden öldürmek, görülmeden görmek ve vurulmadan vurmaktır görevimiz.

Yani nereden bakarsanız kan vardır yaşamımızda. Ancak kandan görülmez hal almış görevin altında gizemli ve bir o kadar da ilgi çeken bilinmeyenler vardır.  O nedenle yazmaktayım..
Bu düşünceye atlayanlar (!) maalesef olayları dar açıdan değerlendirmektedir. Son zamanlarda yoğunlukla kendini ve vatanını inkar edenler(!) halkın kafasını kirli fikirlerle ablukaya almaktadırlar. Dünyanın kurduğu baskılara teslim olan içimizdeki bu sapkınlar , Türk Silahlı kuvvetlerini toplumun gözünden düşürmek adına akıl almaz dolapları her gün evlerimizin ekranlarından, bir yerlerden destek almışçasına ve pervasızca beyinlerimize çakıyorlar.

İşte bu nedenlerle kapalı kutu görünümünde olan TSK’ in içindeki tertemiz beyinleri, muhteşem meziyetleri sizlerle yeri geldiğinde paylaşmaktır tek amacım.

Kimi ayarlı basın mensupları(!) , medyanın yazar kasaları(!) emekli olan askerler için utanmadan ve küstahça Askerlikten başka ne bilirler ki, siyasetle uğraşmak emekli olduktan sonra yapmayacakları tek şey olmalıdır. Yapacakları ise , Ordu evlerinin ucuz mekanlarında ömürlerinin kalanını tüketmeleridir.” diyebilmektedirler.

Askerlik , para ve pulla ölçülmeyecek kadar kutsal , bir o kadar da meşakkat, özveri , bilgi ve beceri isteyen önemli bir kurumdur.
Kutsal ve gizemli yuvanın içinde bir ömür tüketen biz askerlerin tanıtımında maalesef bu güne kadar pek başarılı olunduğu söylenemez.. Bu nedenledir ki bir yerde kapalı kutu içinde kalan yaşamımızı milletimizle paylaşma mücadelesi vermekteyim.

Yine bu nedenledir ki yapmaya çalıştığım ; Silahlı Kuvvetlerden emekli olmuş bir Türk subayı olarak dünyanın en etkin silahlı gücü olmayı başarmış askerimizi hedef kitleye doğru tanıtmaktır.

                                                                    

Sizlerle paylaşmak istediklerimi hünerle siz sevgili dostlarıma sunan kıymetli silah arkadaşım Ali Karaman hakkında düşüncelerimin bilinmesinde önemli faydalar görmekteyim.

Şimdi yazımın önemsediğim ana bölümüne geçebilirim..



                                                                            ***

Sevgili dostlarım teşekkürüm çok değerli kardeşim , kahraman silah arkadaşım ve yetenekli insan Ali KARAMAN’ a dır. Aynı zamanda kendisine ait sitenin de Anchorman'i olan , Ali KARAMAN' a bu vesileyle sevgi ve saygılarımı gönderiyorum.

Dikkat ederseniz Anchorman diyorum..Türk Silahlı kuvvetlerinde savaşçı bir sınıfından ( Piyade) Anchorman olabilme vasıflarına sahip bir insan çıkabiliyorsa daha nice güzel meziyetlere sahip askerlerin olduğunun bilinmesi için yazıyorum bu satırları.

Böylesine üstün meziyetlere sahip değerli silah arkadaşım Ali KARAMAN’ a Klip’in hazırlanmasında maalesef yardımcı olamadım. Buna rağmen , bilgisayar yeteneğini kullanarak biz MORAY ailesini ve 68 kuşağını 70'li yıllara taşıyan bu gösterimi hazırlamıştır. . Bundan ötürü kendilerini hem kutluyor hem de sağlıklı , mutlu ve güzel bir ömür diliyorum.

Ben sevgili Ali Karaman kardeşim gibi üst seviyede bilgisayarı kullanma yeteneğine sahip değilim. Bu satırları; Türk Silahlı kuvvetlerine bu kadar uzun süre hizmet edip sivil yaşamda da adını altın harflerle yazdıran nice Ali Karaman’ların olduğunun bilinmesi için yazıyorum.

Kadim dostum Ali KARAMAN her zaman olduğu gibi yine günümüzün teknolojisini bilerek ve iyi yönde kullanarak klipin sunumunda şahikalar yaratmıştır..Sahibi olduğu siteye de bu anlamlı anıyı taşıyarak özellikle MORAY ailesini yüceltmiştir.

Türk Silahlı kuvvetlerinin kutsal mekanında bir ömür tüketen bendenize gelecek olursak, bir evvelki yazımda MFÖ ‘in (Mazhar ,Fuat ve Özkan) katkılarıyla hazırlanan plaktan bahsetmiştim. Askerlik arkadaşım Ali Karaman’ın katkılarıyla hazırlanan kardeşime ait o 45’liği, ilgi duyan, nostalji yapmak isteyenler için aşağıda sunuyorum..



En içten sevgi ve saygılarımla..
Fevzi MORAY
Emekli bir asker



NOT: anchorman : “Güven veren adam", haberleri sunan, yorum getirebilen , sözü senet olan kişi sakalıyla kılığıyla kıyafetiyle güven veriyorsa izleyiciye o kişi anchorman olarak nitelendirilebilir. sözü senet kıvamındadır.
Nostalji - Nur MORAY - Gerçek Sevgi Albümünden  (tıklayınız)
                                                              ****

http://akrmn67.azbuz.ekolay.net/blog/yazi/oku/5000000013462987/MUZIKTEN-GUC-ALAN-MORAY8217LAR-Fevzi-MORAY ( tıklayınız)










Ali Karaman Değerli Arkadaşım Fevzi MORAY’ in kardeşi, Barış MANÇO ve Kurtalan Ekspres Orkestrasından Nur MORAY’ in 1970’li yıllara damga vuran bu şarkısını beğeneceksiniz.



http://akrmn67.azbuz.ekolay.net/blog/yazi/oku/5000000013462987/MUZIKTEN-GUC-ALAN-MORAY8217LAR-Fevzi-MORAY ( tıklayınız)

Cuma, Aralık 10, 2010

MÜZİKTEN GÜÇ ALAN MORAY'LAR..

MÜZİKTEN GÜÇ ALAN MORAY’LAR.


F.MORAY



Sevgili dost ve silah arkadaşlarım , sürekli memleket meselelerine yoğunlaşmanın insanlığa faydadan çok zarar verdiğine inanırım. Ara sıra hayatımızı güzelleştirecek , yüklendiğimiz stresi boşaltacak sanat dallarında buluşmanın sayısız yararları var.

Tarihte başarılarından söz edilen devlet ve bilim adamlarının yaşamları mercek altına yatırıldığında güzel sanatlardan ilham aldıkları görülür. Dünyanın imrenerek ve gurur duyarak söz ettiği Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve Kuramsal Fizikçi Albert Einstein verilecek bir çok örnekten yalnız ikisidir..
Konu müzik olunca bir kaç gün evvel Kadıköy Ticaret Lisesi ile Barış MANÇO/ Kurtalan Ekspres grubuna katkıları yadsınamayan , değerli arkadaşım Ohannes Kemer’den anlamlı bir ileti aldım. Facebook sosyal paylaşım sitesinden gönderdiği bu ‘hatıratı’ tıkladığımda inanın o kadar çok duygu yüklendim ki anlatamam. Bu sayede mesleğim dolayısıyla yıllarca ayrı kaldığım ve içtiğim ayrı gitmeyen çocukluk arkadaşlarımı , müzik tutkunu dostlarımı ve bu gün ismini büyük puntolarla yazdıran müzik duayenlerini hatırlama imkanı buldum..

Kasvetli ortamı değiştirmek için bu anlamlı sevincimi siz sevgili dost ve kahraman silah arkadaşlarımla paylaşmak istedim. Zira biliyorum ki müzik/ Resim vb sanat kollarından beslenenler , geçici de olsa sıkıntılarından uzaklaşır ve akılcı mücadele etme imkanı yakalarlar.. Yazımın sonuna aldığım Linkler tıklandığında dilerim bizlerin yaşında olanlar ile bu çağın müzik tutkunu gençleri benim yaşadığım duyguyu hissederler.

Şimdi esas konumuza geçebiliriz..

Nostalji imkanı buluğum linkleri tıkladığımda ,besteleri 1969-1971 Nur MORAY , Nezih CİHANOĞLU ve Ohannes KEMER tarafından yapılan Liseler arası müzik yarışmasında iki kez arka arkaya birincilik alan Kadıköy Ticaret Lisesi’nin anı kütüğüne altın harflerle “müzikte reform” plaketini çakışını hatırladım. Bu anlamlı ve takdire değer çıkışla müzik mabedinin kapılarının nasıl araladığı gözümün önüne geldi..

1969 İcra ve Beste Dalında

1. Kadıköy Ticaret Lisesi - L.S.D. / Sexy Girl

2. Alman Lisesi - My Year Is Day / The Story About

1971 İcra ve beste dalında

1. Kadıköy Ticaret Lisesi - Sıla (Söz: İlhan Kavas (Şeşen) Beste: Nur Moray-Ohannes Kemer

2. Alman Lisesi – Vuslat

Herkesin gıptayla baktığı bu efsane grup, ilk yıl Nur MORAY, Nezih CİHANOĞLU ve Sadık KUYAS’ dan, diğer yıl ise Nur MORAY ,Ohannes Kemer, Erkin OYTAC ve İlhan Kavas’tan oluşuyordu

Bu ileti sayesinde Barış MANÇO /Kurtalan Ekspresin de kurucularından olan kardeşim Nur MORAY’ in dışında aynı mabetten kimlerin bu günlere damgasını vurduğunu öğrenme imkanı buldum. Yazımın sonunda siz sevgili dostlarımın da linklere göz atmasını isterim.

O zamanlar müziğin duayeni değerli müzik üstadımız Özdemir Erdoğan TARABYA otelinde , şahikalar yaratan bu müzik grubu ile söyleşi yaparken ; “yaptığınız muhteşem müzikle benim hayallerimi gerçekleştirdiniz. Sizleri gönülden tebrik ediyorum..Sizler , ileride çok ses getirecek ve çok ünlü kişilerle müzik kültürümüze ayrı bir zevk ve renk katacaksınız. ” dileğinde bulunuyordu..

Rahmetli olan Nezih CİHANOĞLU, Sadık Kuyas ve hayatta olan Ohannes KEMER, yaptıkları müzikle dış dünyada da ses getirirken, Nur MORAY ise önce Barış MANÇO ile , daha sonra da Edip AKBAYRAM, Mavi Işıklar, Kaygısızlar , Erol Evgin ve isimlerini şu an hatırlayamadığım müzik üstatlarıyla yoluna devam etmiştir.

Barış MANÇO/Kurtalan Ekspres ile uzun süre müzik yaşamını paylaşan Nur MORAY ve arkadaşları Kurtalan Ekspresi, ülkenin bir numaralı orkestrası haline de getiriyordu. Nur MORAY daha sonraları Kurtalan Ekspres’ ten ayrılarak , içindeki cevheri ve yaptığı besteleri kitlelere duyurabilmek için yoğun çalışma içersine girmiştir. Bir yandan mesleği olan işletme dalında etkin görevini sürdürürken diğer yandan da Müzik dünyasında tek başına hayallerini gerçekleştirmenin gayreti içinde olmuştur. Mazhar- Fuat- Özkan’ın (MFÖ) da katkılarıyla ilk plağını (Gerçek Sevgi) çıkaran Nur MORAY , bu kırkbeşliğini 70’li yıllarda TRT televizyonunda uzunca bir süre müzik severlerle paylaşmış, ayrıca bazı bestelerini ülkenin tanınmış müzik simaları seslendirmiştir..

                                                                                  ***

Konu , ölene kadar birlikte yaşayacağım müzik olunca biraz da kendimden bahsetmemi bağışlayın lütfen.Öğle anlaşılıyor ki müziğe olan tutkum aileden genlere işlemiş. Rahmetli ağabeyim Arda MORAY hatırı sayılır TSM tutkunudur. Adına çıkardığı son kasetini silah arkadaşlarım ile onu sevenler arabalarının kaset çalarında , evlerinin loş mekanlarında dinleyerek huzur bulmuşlardır..Diğer ağabeyim Hazım MORAY ise Nur MORAY’ in başarısında katkısı olan önemli bir müzik adamıdır.

Bendenizin de Kuleli Askeri Lisesinde ve Kara Harp Okulunda iyi bir baterist olduğumu , müzikten ilham alarak yaşantımı renklendirmeye gayret sarf ettiğimi söylemeliyim.

İstanbul/ Kadıköy/ Beylerbeyinde askerliğini yapan ve o sıralarda Ahmet Sezgin’in saz virtüözü olan Orhan Gencebay ile Kuleli Askeri Lisesine ait bando bölüğünün çalışma mekanında müzikle haşır neşir olduğumuz günler az değildir. Etkisinde kaldığım bu sesin , Ahmet Sezgin’in altında kaybolmayacak kadar anlamlı olduğunu ve bu meziyetini de sevdikleriyle paylaşmasının zamanının geldiğini haddim olmayarak o zamanlar tavsiye etmiştim.

Ne zaman ki Kara Harp Okulundan 1968’de mezun olup İstanbul Piyade okuluna geldim , bir de ne göreyim Moda koyunda Orhan babanın “ Sevenler mesut olmaz ve Kaderimin Oyunu” adlı parçaları çalıyor. Bu tip müziği dinlemeye alışık olmayan biz Modalılar ise şaşkınlık içersindeydik.. Deniz dalgalarının kulağa hoş gelen şırıltısıyla ayrı bir anlama bürünen bu nameleri belli ki kabullenmiş ve huşu içersinde zevkle dinliyorduk.

***

Asker olmam nedeniyle profesyonelce müzik yapma şansımın olmadığının bilincindeydim. Ancak işimden artan zamanımı o çok sevdiğim, dinlerken ve icra ederken huzur bulduğum müzikten ayrı geçirmek beni insanlıktan çıkarabilirdi diye düşünüyorum. Bu nedenle kendimi yukarıdaki yaşanmışlıkların akışına bıraktım tabii ki.O dönemde Piyade okulunda teğmen olan bendenizin de bir nebze bu başarılarda payının olduğunu mütevazılık göstermeden belirtmeliyim. Hani Deniz Harp Okulunun ismini yukarılara taşıyan ve aynı ortamı paylaştığımız Durul Genceler, Erkut Taşkınların ses getirdiği yıllardan bahsediyorum.

Daha sonraları insanların huşu içinde dinlediği romantik şarkıları uzun yıllar kışlalarda, Ordu evlerinde, tatil beldelerinin çeşitli eğlence mekanlarında istek üzerine zevkle mırıldandım...Kitlelerce alkışlandığım sürece de , ruhumu zenginleştiren ve kulağa hoş gelen müzikleri dinlemekle birlikte , amatörce icra etmeyi de sürdüreceğim..Çünkü, insanları birleştirmenin , kötülüklerden uzaklaştırmanın müzikle bütünleşmekten geçtiğinin bilincindeyim.




Şimdiye kadar çeşitli konularda kaleme aldığım yazılarımı siz dostlarımla paylaşıp eğer olumlu tepkiler alıyorsam , bunu emeklilik döneminin en güzel günlerini kahve köşelerinde heba etmemeye borçluyum. Hala sizlerle paylaştıklarımdan heyecan duyuyor ve hayata sımsıkı sarılabiliyorsam bunda müziğin önemli bir yeri olduğunu değerlendiriyorum. Hayatımda iyi ki müzik var ve bu güne kadar sayesinde insanlıktan çıkmadığıma şükrediyorum. Değerli dostlarım hobi halinde güzel sanatlara duyulan ilginin , mesleki yaşamımızı olumlu etkilediğini kabul etmeliyiz.



En derin sevgi ve saygılarımla. İyi seyirler efendim..

Fevzi MORAY

 lOKULUMUZUN ÜNLÜLERİ ütfen yazıyı tıklar mısınız?



lütfen resmi tıklar mısınız?

Yaylı tambur: Ohannes KEMER, Bas gitar (MFÖ) Özkan Uğur’u, Davulda Nur MORAY



Barış Manço & Kurtalan Ekspres yazıyı tıklar mısınız?



Resmi tıklar mısınız?



Ey gidi eski günler.. Moda’da bulunan dört katlı cumbalı evimizin bodrum katı müzikle yatıp kalkan ve bu günlere damgasını vuran dostlarımızın prova yapması için özel hazırlanmıştı. Kuleli Askeri Lisesinden evci iznine çıktığım günler bende aynı kadroya Tumba, Bongo, Darbuka gibi perküsyon aletleriyle eşlik ederdim..


Daha sonraki yıllarda subay çıkmış ve Tuzla Piyade okuluna gelmiştim. Doğal olarak geçen 5 yıl içinde müspet yönde gelişmeler olmuştu.. Barış MANÇO ’un Moda çıkmaz sokaktaki evinin bir bölümü stüdyo haline getirilmiş ve tüm çekimler TRT ye verilmek üzere burada kayıtlanıyordu. Rahmetli son zamanlarında Avrupa’da müzik adına yapılan tüm yenilikleri anında Türkiye’de müzik severlerin hizmetine sunabiliyordu. Bu müzik adına çok önemli bir gelişmeydi..

Normalde TRT’ in yapması gereken çalışmalar o Moda’nın çıkmaz sokağında ki evde hazırlanır ve çekim klipleri TRT ‘ye verilerek yayımlanması sağlanırdı..


Rahmetli Barış MANÇO’ un yine rahmetli olan annesi Rikkat hanım hem müziğe katkılarıyla hem de bizlere olan sevecen tavırlarıyla hepimizin anası olmuştu.
Çok özlüyorum o eski dostlarımı.Yanılmıyorsam resimde bir tek Barış MANÇO’ u kaybettik..Allah’tan rahmet, ailesini sabırlar diliyorum..