(….) YENİ YIL YAKLAŞIRKEN TÜRKİYE. F.MORAY
Sevgili dostlarım ve kahraman silah arkadaşlarım, maalesef bu yılda sıkıntıların ve acıların yüreklere kazındığı , ümitlerin kırıldığı bir yıl oldu. Gücümüzü hiç kimsenin kıramayacağı, mücadelemize kimsenin engel olamayacağı günleri arar hale geldik.
Terör gündemden hiç düşmedi ve artarak devam ediyor. Eli kanlı vatansız caniler, pervasızca eylemlerini artırdılar. Kuzu postuna bürünmüş içimizdeki kurtlar(!) emperyalistlerden aldıkları güvenceyle masum insanımızın canını acımasızca alıyorlar. Terörizmin kanlı sayfalarına bir yenisini vahşice kazımaya da korkusuzca devam ediyorlar.
Demokrasinin güvencesi olan Adalet , bu yılda çok ağır yara aldı ve kan kaybediyor. Örnek olarak, aşağıdaki değerlerin (kahramanlar, vatanseverler , Ülkesine ve Türk insanına gönül verenler) hapiste iken kaleme aldıkları içimizi acıtan kitapları verilebilir.
Mustafa Balbay : ( Zulümdar, Zulümname, Zulümhane )
Tuncay Özkan : ( Zorbalığın Pençesinde, Hapishanede yatacaklara öğütler)
Kahraman Emekli Gazi Üsteğmen , aynı zamanda Avukat olan Serdar Öztürk : ( AKP ve Gülen’i Kurtarma Planı)
E. Albay H.Atilla Uğur : ( Abdullah Öcalan’ı nasıl sorguladım.)
****
Gazi Üsteğmen Serdar Öztürk’ün , Mustafa Balbay’ın ve Tuncay Özkan’ın “adaletin bu mu ey Türk yargısı ?” dedirtecek örneklerle dolu olan kitaplarını öncelikle okumanızı öneririm.
Hele suçunu bilmeden dört yıldır tutuklu olan Tuncay Özkan’ın “Hapishanede yatacaklara öğütler” adlı kitabı , suçu sabit olup ömür boyu hapse mahkum edilen Robert Stroud’ın (Alkatraz Kuşçusu) çektiklerine ve hapishane icraatlarına taş çıkartacak niteliktedir. Öncelikle okunmalıdır derim. Zira bu kitap , suçlu, suçsuz hapsedilecekler için mükemmel öğütlerle doludur.
Yine içimizi karartan , ümidimizi kıran hazin gerçeklere dönecek olursak , bu yıl; elini kolunu sallayarak başları dik, mağrur şekilde dışarıda gezmesi gereken masum insanların içeriye atılmaya devam edildiği bir yıl oldu. Hapsolması gereken caniler ise birilerinin (!) desteğiyle dışarıda fink atmaya devam ettiler!.
Kısacası , yasalar ; adalet kurumu ve insani duygular hiçe sayılarak uygulandı..
***
Emniyet örgütümüz; tarihinde görülmedik kadar iktidar tarafından zapt-u rapta alındı. Vatanını seven ve Türk askerini gönülden destekleyen Emniyet Örgütü Mensupları ise, mesleklerinden uzaklaştırıldı. , Direnenler ve gerçekleri kaleme alanlar ise hapse atıldı. Bu aralar İktidarın emrinde ve Okyanus ötesinin yakın markajında olan Polisin , her geçen gün artırılan mevcudunu (!) önemle ve kuşkuyla dikkatinize sunmak isterim.
***
Yine hepimizin gözünün önünde, medar-ı iftiharımız olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz “Düşman” ilan edilerek , içler acıtan , alışık olmadık uygulamalara maruz bırakıldı.
Asli görevleri göz ardı edilen ve ağır silahlarla donatılan emniyet örgütümüz , kahraman askerimizin asli görevlerine soyunduruldu. Hayret ve esef vericidir.
Polis Örgütünün , acemisi olduğu muharebe görevlerine yönlendirilmesinin son derece manidar ve bir o kadar da tehlikelerle dolu olduğunu Türk Milletinin engin görüşlerine sunarım..
Acaba! Kahraman Türk askerinin , kendisine verilecek görevleri yapamayacağı düşünülerek mi Türk polisi güçlü , nüfuslu ve ehliyetli (!) kılınıyor? İnsan bu işin altında başka hesaplar olmasın diye düşünmeden edemiyor!
Bir ülkenin Emniyeti, Adaleti, Eğitim Ordusu iktidarın esiri edilmişse o ülkelerin demokratik, Laik ve sosyal hukuk devleti olması ve KALKINMASI mümkün müdür?
Dostlar maalesef her geçen gün Demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyetinin yok edilmeye çalışıldığı talihsiz bir dönemden geçiyoruz. Malumunuz , yurt içinde asli görevleri ; halkın huzur ve güvenliğini sağlamak olan Emniyet ve Jandarma teşkilatımız İçişleri Bakanlığına bağlıdır. Kendimize sormamız gereken soru şudur?
Polis örgütümüz, görevi yapamaz seviyede olduğu için mi sürekli takviye ediliyor?..
Uzun yıllar sıkıyönetim dönemlerinde Polislerle çalışan bir asker olarak Donanımlı , Eğitim seviyesi mükemmel ( 200000 mevcutlu tüm personel yüksek eğitim , öğretim düzeyinde) Emniyet örgütümüzün başarısızlığının tek sebebi nedir dersiniz.
Bana göre asli görevlerini yapamaz hale gelişinin tek nedeni , Siyasi İktidarın esiri durumuna sokulmasıdır.
Üzerine basa basa belirttiğim bu tespitimin altında tecrübenin yattığını lütfen biliniz sevgili dostlarım.
Son genelkurmay açıklamasına göre bu gün TSK ‘da bulunan personel mevcudu 720000’dir. Bunun %20’si komuta kademesidir, kalan %80’i ise Mehmetçiktir. Bu %80’in okuma ve kültür seviyesindeki çarpıklık irdelendiğinde inanınız akıl tutulması yaşarsınız. Askere alınanların okuma düzeyi (!) , esrarkeş, hırsız, vasıfsız, katil, ırz düşmanı vb. nitelikte oluşu askere alınmasında engel teşkil etmez.
Hazin tabloyu bilmem anlatabildim mi?....
Bu haliyle bile dünyanın en etkin silahlı gücü olduğuna göre bu başarısının altında Komuta Kademesinin; İKTİDARLARIN ESİRİ olmaması ve akılcı, bilinçli ve özveriyle çalışması yatar…
Başka mukayeseye gerek var mıdır?...
Hal böyleyken eğitim düzeyi son derece yüksek olan Polis Teşkilatının güçlü kılınmasının altında , Türk askeri ile polis teşkilatının karşı karşıya getirilmesi hedeflenmesin sakın!...
Askerimizi tenkit eden ve görevlerini hatırlatmaya çalışanlar , önce , ayakta kalmayı başarmış tek kalemiz olan Silahlı Kuvvetlerimizin dünya ile savaş verdiğini akıllarından çıkarmasınlar.
Ben, 2012 ve sonrasının Türkiye’nin ve onun bağrından çıkan Türk askerinin lehine sonuçlanacağına inanıyorum. Allah’ın ben ve benim gibi düşünenleri mahcup etmeyeceğine yürekten inanıyorum..
Son olarak bir hususu belirtmek istiyorum..
Sözün bittiği yerdeyiz dostlarım. Artık az yazıp çok mücadele verme zamanıdır…
Önümüzdeki yıllar umutlarımızın, hayallerimizin gerçekleşeceği yıllar olsun.
Sevgiyle ve esen kalınız..02 Aralık 2011 İZMİR….
Fevzi MORAY
E.P.KD.ALBAY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder